İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen bir hukuk dalıdır. İş hukukunun temel ilkeleri işçiyi koruma, sözleşme özgürlüğünü sınırlama ve işçi yararına yorum gibi önemli prensiplere dayanır. İş hukuku hakkında detaylı bilgi için Sua
"Gücü olmayan adalet acizdir, adaleti olmayan güç ise zalim.”ZÜLFÜ LİVANELİ
Sual Hukuk bünyesindeki profesyonel avukatlar, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen iş hukukunun temel ilkeleri konusunda danışmanlık hizmeti veriyor. İş hukuku avukatı, işçi-işveren hakları ve bu hakların korunması gibi konular üzerinde hem danışmanlık veriyor hem de dava süreçlerini takip ediyor.
İş hukuku; işçilerinin hakları, hak ettikleri çalışma ücretleri, işçi sendikaları ve çalışma koşullarını kapsıyor. İş hukuku ile üreten işçinin emeğinin korunması amaçlanıyor. İşçinin hak kaybına uğramasını engelleyen bu hukuku ile aynı zamanda sosyal adaletin sağlanması da hedefleniyor. Toplumsal fayda anlayışının benimsenmesi açısından da önemlidir.
İşçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen iş hukukunun temel ilkeleri şöyle sıralanabilir:
İş hukuku temel ilkelerinin en başında işçinin korunması geliyor. Bu temel ilkede güçlü olan işverene karşı ondan güçsüz ve ona bağlı işçinin korunması amaçlanıyor. İşçi, iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan gerçek kişi şeklinde ifade edilebilir. İşçi, işverenin talimatları ve emirlerine tabi şekilde iş yerindeki görevlerini yerine getirir.
İş hukuku temel ilkeleri arasında işçinin kişinin tanımlanması da yer alıyor. İş sözleşmesi bir kez yere yerine getirildikten sonra sona ermez. İş sözleşmesi, işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi düzenler. İş sözleşmesinin en önemli özelliği, süreklilik arz etmesidir. İş sözleşmesi ile ortaya şu yükümlülükler çıkar;
İş hukuku, işçiyi hem maddi hem de manevi yönden koruma altına alır. İşçi ve işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin içeriği, kişisel ilişkinin kurulmasına yöneliktir. İş sözleşmesine göre işçinin kişiliği, kişinin ölümüyle sonlanır.
İş hukuku avukatı, müvekkillerine iş hukukunun temel ilkeleri konusunda detaylı bilgi verir. İşçi yararına yorum ilkesi, kanun maddeleri yeterince açık olmadığı zamanlarda ortaya çıkan uyumsuzlukların neden olduğu boşlukları gidermeyi amaçlıyor. Uyuşmazlığa uygulanacak hüküm açıksa işçi yararına yorum ilkesine gerek kalmaz. İş hukuku kanunları kapsamında boşluk ya da eksiklik yaşanırsa yorumun işçinin yararı için yorumlanması hukukun bir gereği olduğu söylenilebilir. İş hukuku temel ilkelerinden işçi yararına yorumun olabilmesi için kanunda açık bir hükmün olması gerekiyor.
Türk hukukunda sözleşme özgürlüğüyle şu noktalar öne çıkıyor;
İş hukuku kapsamında hem nispi emredici hem de mutlak emredici hükümler vardır. Nispi emredici hükümler, işçi yararına aksi kararların alınmasını kapsıyor. Mutlak emredici hükümlerse kesinlikle değiştirilemez. Aynı zamanda mutlak emredici hükümlerin kararlaştırılması da söz konusu değildir. Genel olarak iş hukuku kapsamındaki kararlar, nispi emredici niteliktedir. Sözleşme özgürlüğünün sınırlandırılması ilkesi aslında işçi lehine işleyen bir özelliğe sahiptir. İşçi ve işverenle ilgili hazırlanan sözleşmenin nispi emredici hükümlere uygun olmasını temel alıyor. Bundan dolayı sözleşme özgürlüğünün sınırlanması ilkesinin çok gerekli olduğunu söyleyebiliriz.
İş hukukunun temel kavramları şu şekilde sıralanabilir;
Yukarıda sıralanan kavramlar, iş hukukunun temelini ifade ediyor. İş hukuku temel kavramlarının anlaşılıp doğru yorumlanması hayati önem taşır. İş hukuku, karma bir hukuk dalıdır. Bu sebeple özel hukuk ve kamu hukuku özelliklerini kapsıyor. İş sözleşmesi, işçi ve işveren arasındaki özel hukuk sözleşmesinden oluşur. Yalnız iş hukukunda işçinin haklarının korunması adına kamu hukuku araçlarından da faydalanılır. Sual Hukuk ile iletişime geçerek detaylı olarak iş hukukunun temel ilkeleri hakkında bilgi alabilirsiniz.